17 Nisan 2017 Pazartesi

Aklımdaki kış evi. Şubat -3 17


                                                                                                                                   
Dağ yürüşü yaptığım bir gün, bir ev gördüm ağaçların içinde ahşap. Hayalimi anlatmadan önce şunu teslim etmeliyim. Ben ilgimi çeken ne görsem, hayallere dalarım. 
Kendimi bu evde hayal ettim, bazen bir sevgili ile bazen bir kız arkadaş ile bazen annemle. 
Ne zaman sıkılsam kendimden ve düşüncelerimden o eve gidip rahatlattım kendimi.
Hep birlikte gidelim isterim, aklımda ki kış evime misafir olun isterim. 

Evin içi sıcak, dışarda kar yağıyor. Kuzinemiz var üzerinde çayın demlenmesini bekliyoruz. Bir de tarçınlı, cevizli, havuçlu kek çırpımışım. Kabarıyor kuzinenin alt bölmesinde. Sedirin üzerinde oturmuşuz, sedirin ucunda ise kitaplık raflar var. Oda sıcaklık ve kitap kokuyor. Hafif müzikler çalıyoruz, ''imany-slow down'' olabilir. Yazın gelmesini beklerken, kışın bu denli sakin ve huzurlu geçmesi gerekmez mi?  İnsanoğlu sevdiğini hep yanında ister işte, özlem duyduklarını anlatır,durur. 

Baktım olmuyor sizlere anlatmaya geldim. 

Bazı günler kafamda ki sorulara yanıt bulamazken, kendime bile yetişemezken gün içerisinde böyle anlar bulup nefes alıyorum. Dur! Sakinleş diyorum. 

Herşey yoluna girecek, bir çıkar yol var. 

İşte böyle anlarımı paylaşmak için açtım bu blog'u. Nefes almak için yazıyorum ben, belki aranızdan bazılarına hadi kalk diyebilirim. Yapabiliriz diyebilirim. Canlandırabilirim. 

Benim ve bizim günlüğümüz olsun. Adın da anlaşılacağı gibi ''Mery'nin Hava Durumu''

Bugun biraz parçalı bulutluyum. Güneş açmaya hazırım. Güneş dediğin hep bulutların arkasına saklanıyor ben de. 

Hayallerimi yazacağım, belki okursun sende yazarsın bana, sonra hayat buluruz. 

Son olarak ; 
Berrak huzunlu yağmurlarında güneşin olabilirim. O eve birlikte gidebiliriz
Sevgilerimle. 

Düğün Davetiyesi

                                                                       
                                                                                                                           17/04/2017

Senden sonra kendime iyi baktım. Epey iyi bakmış olmalıyım ki seni unuttum sanmışım. Davetiyen geldi elime içim yandı, üç gündür toplayamadım kendimi, neden ben bu acıyı yaşıyorum derken bir yanım da neden beni seçmedin?
Cevabını alamayacağım sorular sordum, davetiyene baktım, güzel seçim yapmışsın. Arabeskleştirmek istemezdim ama bunu yazmadan da bu durumdan kurtulamayacağım.
O gün yüzdüm, hiç durmadan yüzdüm, su beni temizledi. Ama içim bizim mahallede ki Erhan Mobılyanın karşısında ki karışık tuhafiye gibiydi. İpler bir yerde, düğmeler bir yerde, nakış iplerinin üzeri toz olmuş, şişler karışmış, biri de gelip, bizi örse diye bekliyorlardı.
Kalbimi havalandıramamışım üç yıl boyunca, sen ise tozlu kabine misafir almışsın. Geldi ve kalbini temizledi. Ama ben çok kez kalbimi kendim temizleyip, parlatamaya çalıştım. Hazır olsun, mis koksun demiştim. Sen hiçbir zaman kalbime bakmadın. Kendi tozlu kalbini, temizletecek birini buldun da, köşe bucak girmemiş belli ki. Bir gün o tozlarla karşılaşmadan tozunu almalısın.
Yeni şehirler, yeni denizler keşfederken, aşık olmayı hayal ediyorum. Yine benden önce davrandın. Beni terkeden de sendin, önce mutluluğu yakalayan da sensin. Beddua edecek kadar karartmadım kalbimi de.
Canımı yaktın, sürekli önde gidiyorsun, umursamıyorsun, olsun. Annem son gülen iyi güler dedi.
Sence de öyle mi olur?
Seni bu kadar çok sevdiğimi biliyordum, ama davetiyeni gördüğüm de, sanki ben çocuktum, avucumda şekerler vardı biri sakın onları yeme diye ellerime vurdu. Şekerlerim düştü, tozlandı, yiyemedim. Ağlayamadım.Ağzımın tadı kaçtı.
Yollara çıkacağım eski sevgili, kalbimi temizledim de, temiz kalbimi, hak edene vermek için bekleyeceğim. Belki yeniden birine, tost yaparım, yeniden kek yapar doğum günü kutlarım, erkek reyonlarında gezip, çok yakışır diye bir hırka alırım. Bu paraya kendim için harcamam da onun için, harcarım derim.. Yine kahvaltılar hazırlar, tatillere çıkabiliriz. Beni sevdikleri ile tanıştırır belki elimden tutar da, fotoğraflar çekiniriz. Dünyanın en güzel şarkılarını, söyler. Dostlar ediniriz. Yardımlar eder ve çok güleriz.

Belki bu kez senden çok sever ha ne dersin?