9 Temmuz 2018 Pazartesi

Kimsesizlik üzerine



Derdi yaşamakla olan bir insanım. Arkamda pek kimsem yok. Yanımda ailem var işte ne kadar olabilirlerse. Yaşam da pek kolay değil gibi görünüyor.
Arkadaş olmayı severim genel de. Sanırım arkadaşlığı sürdürme konusun da iyi değilim.
Yine kendime suç buldum, yine kendimi etiketledim galiba.
Bugüne kadar arkadaşlarımın sıkıntıların da yanında olmaya uğraş verdım. Ama mutlu günlerinde de çok daha yanlarında oldum. Onlarla sevindim. Çırpındım.
Dertlerini dinledim,üzüldüm, yargılamadım, eleştirmedim. Sonra ne mi oldu?
İlk kapıya konan ben oldum. Evlendiler. Aramadılar. Minik bir hata yüzünden çıkardılar hayatlarından. Sustum. Gördüğüm de selam verdim. Hiç ses etmedim. Süresi dolmuş dedim. Önüme baktım.

Yeni arkadaşlar edindim.Kalbimi açtım. Ağladığım da saklamadım, üzüldüğüm de sırrımı paylaştım. Kalbimi ortaya koydum.Gözyaslarımı gösterdim, zayıf noktalarımı anlattım, hayallerımi söyledim. Geçmişimi anlattım.
Sonrası;
Beni tanıdılar,öğrendiler. Hadsizlik boyutunda eleştirmeler başladı. Şakalar başladı. Kızdığım da ise, çok alıngansın oldu. Aman sen de çok abartıyorsun oldu.
Ben onlar da kusur aramazken, cat cat kusurlarımı ortaya bırakıverdıler.
Tepki gösterdim. Kendimi üzdüm. Miğdemi ağrittım. Uykular tutmadı.

Nerede hata yaptığımı algılayamadım. Hadsizliklerine çözüm de bulamadım. Uzaklaştım. Kendim gibi davranmaktan vazgeçmedim. Sessizliğe kimsesizliğe sığındım.

Kalbimden çıkardım. Beynimi ele geçirdi sanki üzüntüm. Kurtulmaya çalışmak için çabalıyorum.
İnsanlar o kadar önemli değil. Kimse bizleri bu duruma düşürmemeli. Ben bunu bu yaşta farkettim.

Herşey yoluna ne zaman girer bilmiyorum. Hayallerime hızla kavusmayı istiyorum. Sonra yeni hayaller kurup, ilerlemeye niyet ediyorum. Yaşama sevincim yeniden can bulsun dilerim.



2 Şubat 2018 Cuma

Negatif insanlar

Anladım ki; acılar ve sevinçler herkesle paylasilmiyormus. Başına gelenleri kalbine yakın olanlarla paylaşman gerekir. Bir arkadasim mutlulugunu da paylaşma çok demisti. Özellikle negatif insanlarla. Anlamamistim ama dogruymus. Elinde olmadan negatif düsünceli insanlar bilerek yapmıyor olabilir.  Gõzlemleyin bazı insanlar sizi ferahlatirken, bazilari sırtıniza yük bindirirler. Bulunduğunuz alandan uzaklasmanizi tavsiye ederim.
Başkalarinin hayatlariyla bu kadar ilgilenmemek gerekli sanki ama bazilari gerçekten çok fena. İşte o zaman da kaçıyorum.
Bu aralar görmemezlikten gelme özelliğimi gelistiriyorum. Duymuyorum hep bir müzik kulağım da, hep bir banane(baskalarinin hayatı icin), hep bir hayaller kafam da. İnsan kendi yaptığını bildikten sonra her gece rahat uyuyorsa, tamamdır.
Mutluluklar da geçici üzüntüler gibi ama umut hep yanıbaşında.
Hala caliyorsa telefonun, hadi gel deniliyorsan, seni görmeden gitmedim diyorlarsa,bugün hiç sesin çıkmadı nerlerdesin mesajı alıyorsan, Günaydın diyenin varsa uzerine guzel uyu diyenin.
Gayet iyi durumdasin ahbap,şimdi git ve bu haftasonu ye bitir✌

26 Aralık 2017 Salı

Bir fotoğraf neler anlatır?


Dramatikleştirmek istemediğim bir an'dayım. Galerim de ki bir fotoğraf görselini ekleyeceğim. Hüzün çökmesine sebep oluyor içim de. Bana birşeyler anlatıyor sanki. Ahh kızım neler yaşadın. Bu gülümseme nedir? Yaşadığım otuz yıla ait çizgiler, umut besleyen buruk bir gülümseme. Oldu ama zor oldu, ya da napalım kısmet değilmiş. Biriktirdim yılları. 
Elbet yazdan kalma bir fotoğraf olmasından dolayı, eli yüzü kurumuşi oyun oynamaktan yorulmuş. Çok yaralar almış, ama her seferin de daha iyi iyileştiğimi gördüm. Farkındalıkta arttı. Düşünen ve kafa yoran bir kadınım. Hakkın, iyinin, güzelin yanımdayım. 

Pazar günüydü sabah uyandım da; bir tanıdığımın yakını vefat etmişti. Ahh ahh Tühh tüüh. Mekanı cennet olsun dedik, kendi aklımızca teselli ettik. Sarıldık. Dualar okuduk arkasından. Hayat işe doğum ve ölüm arasında 86 yılmış ona biçilen ömür. Ağlıyorsun.


Pazar günü öğleden sonra; çok sevdiğim bir arkadaşım, sevgilisinden ayrılmış. Ölümden farksız bir acı, yaşanmışlıklara,anılara veda ediyorsun. Hayal kırıklıklarıyla öylece kalıyorsun. Verdiğin emek heba olmuş ta üstüne bir de canın cok yanmış. Uzun zamandır bitiremediğin ilişkiyi, bir an da sen bile bitersen acısı epey büyük oluyormus anlıyorsun. Ölüm gibi birşey di ama kimse ölmedi. Akıl ve kalp aynı yönde gitmiyorsa olmuyor işte. Bakakalıyorsun. 

Pazar günü ikindi; uzun bekleyiş yanlızlıktan sonra, elini biri tutmuş, süprizler yapmış. Aynı yolda yürümeyi teklif etmiş. Başka bir ev de bol bir sevinç. Tarif edilemeyen bir mutluluk. Çok şükür beklediğime değdi dediğin bir an. 

Başın saolsun. 
Üzülme yanındayım. Daha iyisi olacak bak emin ol. 
Mutluluklar dilerimdi. 

Kombim bozulmuş çokta bişey değilmiş. Sorun para olsun halledilirmiş işte. 
Aralık 24 17 Bursa'da yaşandı. 

Ömrünüz çok değerli, kalbimize iyi bakın. 

10 Aralık 2017 Pazar

Kadin ve Erkek Üzerine


Garip ilişkilerden görüyordum. Hala saf sevginin olacağina inaniyorum. Kalbim buna inanmakta kararli gibi görünüyor.
Kadınlar tanidim, sevmedikleri adamlarla olan kadinlar. Yalniz kalmamak için, adamlari kullanan kadinlar. Paha bicilmez kadinlarin, kendilerine Paha bictiklerini de gördüm. Bana ev al, bana altin al, bana para ver diyen kadinlar. Artik sadece parasi oldugu için deger gören adamlarin parasi ile deger verdikleri garip bir yüzyildan geçerken. Şastimkaldim. 
Her seye inat, çok seven kadinlar da tanidim. Aksam yemege, kocasi gelmeden oturmayan kadinlar, sirtimi isitti diye minnettar kalan kadinlar, kiymet bilenleri de gördüm. Kendi sevdigi Mozaik pastanin bir tane kaldigini bile bile kadin çok seviyor ona getiren güzel kalpli adamlar da vardi bu dünya da. Hayat ve ask. Kadin ve erkek. Iliskiler asla kaliplara sigmayacak kadar genis ve cesitlilerdi. Dogru kalplerin birbirini bulmasina izin vermek gerekliydi. 
Aşk kolay bulunan bisey degildi elbet. Kimyanizin tuttuklari ile devam edebiliyordunuz. Beklentiler tabi olacakti ama maddesel degil. 
Ömrün boyunca ben bu adamla sohbet edebilir miyim? Ailesi nasildi?  Merhametli midir? Beni kimselere muhtaç eder mi? Sarip sarmalarken, sen de onu kayitsiz sevebilir miydin? Her dedigini anlar miydin? Dogru bir iliski icerisinde misin? Oyunun parcasi misin? Durustce   sorular sordugun adamin, cevaplarI nasil samimi mi? Bazen birakmalisin. Kuru bir ask mevsimi geçiyor olabilir.  Bahar gelecektir. Emek olmadan yemek olmaz derler ya. Goster kalbini, emegini karsiligini alacaksin. Sevmektir önemli olan cani gonulden. Grip oldugunda sicak bir çay yapmaktir. Ceviz kirmaktir. Usuyen sirtini sarilarak isitmaktir. Hayat anca böyle cekilir, Maddi seyler gider. Maneviler kalbe yerlesir. Puf yastiklar gibi.
Kiymetin bilinsin😻

17 Nisan 2017 Pazartesi

Aklımdaki kış evi. Şubat -3 17


                                                                                                                                   
Dağ yürüşü yaptığım bir gün, bir ev gördüm ağaçların içinde ahşap. Hayalimi anlatmadan önce şunu teslim etmeliyim. Ben ilgimi çeken ne görsem, hayallere dalarım. 
Kendimi bu evde hayal ettim, bazen bir sevgili ile bazen bir kız arkadaş ile bazen annemle. 
Ne zaman sıkılsam kendimden ve düşüncelerimden o eve gidip rahatlattım kendimi.
Hep birlikte gidelim isterim, aklımda ki kış evime misafir olun isterim. 

Evin içi sıcak, dışarda kar yağıyor. Kuzinemiz var üzerinde çayın demlenmesini bekliyoruz. Bir de tarçınlı, cevizli, havuçlu kek çırpımışım. Kabarıyor kuzinenin alt bölmesinde. Sedirin üzerinde oturmuşuz, sedirin ucunda ise kitaplık raflar var. Oda sıcaklık ve kitap kokuyor. Hafif müzikler çalıyoruz, ''imany-slow down'' olabilir. Yazın gelmesini beklerken, kışın bu denli sakin ve huzurlu geçmesi gerekmez mi?  İnsanoğlu sevdiğini hep yanında ister işte, özlem duyduklarını anlatır,durur. 

Baktım olmuyor sizlere anlatmaya geldim. 

Bazı günler kafamda ki sorulara yanıt bulamazken, kendime bile yetişemezken gün içerisinde böyle anlar bulup nefes alıyorum. Dur! Sakinleş diyorum. 

Herşey yoluna girecek, bir çıkar yol var. 

İşte böyle anlarımı paylaşmak için açtım bu blog'u. Nefes almak için yazıyorum ben, belki aranızdan bazılarına hadi kalk diyebilirim. Yapabiliriz diyebilirim. Canlandırabilirim. 

Benim ve bizim günlüğümüz olsun. Adın da anlaşılacağı gibi ''Mery'nin Hava Durumu''

Bugun biraz parçalı bulutluyum. Güneş açmaya hazırım. Güneş dediğin hep bulutların arkasına saklanıyor ben de. 

Hayallerimi yazacağım, belki okursun sende yazarsın bana, sonra hayat buluruz. 

Son olarak ; 
Berrak huzunlu yağmurlarında güneşin olabilirim. O eve birlikte gidebiliriz
Sevgilerimle. 

Düğün Davetiyesi

                                                                       
                                                                                                                           17/04/2017

Senden sonra kendime iyi baktım. Epey iyi bakmış olmalıyım ki seni unuttum sanmışım. Davetiyen geldi elime içim yandı, üç gündür toplayamadım kendimi, neden ben bu acıyı yaşıyorum derken bir yanım da neden beni seçmedin?
Cevabını alamayacağım sorular sordum, davetiyene baktım, güzel seçim yapmışsın. Arabeskleştirmek istemezdim ama bunu yazmadan da bu durumdan kurtulamayacağım.
O gün yüzdüm, hiç durmadan yüzdüm, su beni temizledi. Ama içim bizim mahallede ki Erhan Mobılyanın karşısında ki karışık tuhafiye gibiydi. İpler bir yerde, düğmeler bir yerde, nakış iplerinin üzeri toz olmuş, şişler karışmış, biri de gelip, bizi örse diye bekliyorlardı.
Kalbimi havalandıramamışım üç yıl boyunca, sen ise tozlu kabine misafir almışsın. Geldi ve kalbini temizledi. Ama ben çok kez kalbimi kendim temizleyip, parlatamaya çalıştım. Hazır olsun, mis koksun demiştim. Sen hiçbir zaman kalbime bakmadın. Kendi tozlu kalbini, temizletecek birini buldun da, köşe bucak girmemiş belli ki. Bir gün o tozlarla karşılaşmadan tozunu almalısın.
Yeni şehirler, yeni denizler keşfederken, aşık olmayı hayal ediyorum. Yine benden önce davrandın. Beni terkeden de sendin, önce mutluluğu yakalayan da sensin. Beddua edecek kadar karartmadım kalbimi de.
Canımı yaktın, sürekli önde gidiyorsun, umursamıyorsun, olsun. Annem son gülen iyi güler dedi.
Sence de öyle mi olur?
Seni bu kadar çok sevdiğimi biliyordum, ama davetiyeni gördüğüm de, sanki ben çocuktum, avucumda şekerler vardı biri sakın onları yeme diye ellerime vurdu. Şekerlerim düştü, tozlandı, yiyemedim. Ağlayamadım.Ağzımın tadı kaçtı.
Yollara çıkacağım eski sevgili, kalbimi temizledim de, temiz kalbimi, hak edene vermek için bekleyeceğim. Belki yeniden birine, tost yaparım, yeniden kek yapar doğum günü kutlarım, erkek reyonlarında gezip, çok yakışır diye bir hırka alırım. Bu paraya kendim için harcamam da onun için, harcarım derim.. Yine kahvaltılar hazırlar, tatillere çıkabiliriz. Beni sevdikleri ile tanıştırır belki elimden tutar da, fotoğraflar çekiniriz. Dünyanın en güzel şarkılarını, söyler. Dostlar ediniriz. Yardımlar eder ve çok güleriz.

Belki bu kez senden çok sever ha ne dersin? 

21 Şubat 2017 Salı

Annem & Kız kardeşim ve Ben



                                                                                                 21-02-17
Bugün anlatmak istediğim; 

Otuz kişilik bir aile de büyüdüm. Normal de çekirdek ailem dört kişidir fakat babaannem, halamlar amcalar, enişteler ve çocukları derken yazın resmen 30 kişiye kadar yakın kişi bizim eve doluşulardı. 
Annem beni ve kız kardeşimi, bu kadar kalabalık insanlara rağmen özel tutmaya korumaya çalışırdı. Babam ise sadece kendi ablaları ve annesi için yaratılmış bir adamdı. Bir de herşeye yasaklar koyardı. Severim aslında, uzaktan bakardım babama. Neden bizi herşeyden ve herkesten korumayışı? Buna rağmen annemin ise bize kol kanat germesi, ya da kız kardeşimin ve benim o ailede birbimize sahip çıkmamız. İyi bir ekip olmuştuk. Annem, kız kardeşim ve ben. 
Sabah kahvaltı, öğle yemeği,akşam yemeğini annem bazen de anneme yardım eden yengem hazırlardı. Sonra diğerleri sadece yer,içer,tatile gider,gelir ve herkesle dalga geçerlerdi. 
Analiz ettiğim de ne kadar boş, ne kadar gereksiz zamanlardan geçtiklerini ve boş yere kalp kırdıklarını, heybelerine yükledikleri acımasızlık ve günahlar, annemin hakkını nasıl ödeyecekleri? 
Nasıl bu kadar huzurlu ve cabuk unutur insan? 
Ama ben o sofralardan aç kalktığım da, karnımı doyurmak için bakkala gidişimi, onların davranışlarını, haksızlıklarını, annemin gözyaşını ve sabrını unutamıyorum.

Hayat işte herşeye rağmen seni gagalayarak iyileştiriyordu.

Aslında benim gördüğüm o insanlar bana şimdi ki dünyamızın, küçük minyatür haliydi. Eğer sen ekmeğini kovalamazsan, önünden alırlar, aç kalırsın. Bir şekilde karnını doyurmak zorundasın (babanın bakkalda ki veresiye defterine yazdırmam gibi) . Aslında o grupta çeşit çeşit insanlar vardı.
Biri sessiz ama iş çeviren, biri ben lafımı söylerim ve elimdekini asla paylaşmazdı. Elindekini yer yemediğini tarafı paylasırdı. Biri kendini bile beğenmeyen her daim mutsuz olanlardandı. Biri kaç kadının canını yakmış hala hıc birsey umrunda değil hayatının amacını bilmeyen, bence kendıne yazık etmiş insandı. Aralarında iyiler de vardı tabi. 

Sonra annemden şunu öğrendim ben evet biz kötü şartlar da olabilirdik. Ama bu bizim iyi olmamızı engelleyemezdi. Çalışırsan, niyet iyiyse oluyor. Herşey geç olsa bile çok güzel oluyor. 

Güzel yaşamlara geçiş yaptık. 20 yılın sonunda herşey düzeldi. Sabır acı ve meyvesi tatlıydı. 

Yaşadıklarımdan öğrendim bende hayatta kalma çabasını. Geçmişimde ki bütün yapılanları affediyorum. Yeni hayatım da iyi ve güzel insanları kabul ediyorum. Yoluma devam ediyorum. 

Kız kardeşime gülümsemek yakışıyor, anneme daha çok. 



Sevgiler sunarım